Kalabalıklar yalnızlaştırıyor bizi Don Kişot!
Kendi kalabalıklığımızda yapayalnız kalıyoruz. Fısıltıları duyar hale geliyoruz sessizliğin içinde. Yalnızlığın iyi taraflarını keşfediyoruz; boşluk!
Boşluk algılarımızı açıyor, hayatımızdaki boşluğu etrafımızdaki olaylarla doldurmaya çalışıyoruz.
Küçük küçük bedenler görüyorum, arada büyük büyük ruh siluetleri geçiyor önümden, dokunmak için uzanıyorum, dokunamadan uzaklaşıyorum.
Kendi kalabalıklığımızda yapayalnız kalıyoruz. Fısıltıları duyar hale geliyoruz sessizliğin içinde. Yalnızlığın iyi taraflarını keşfediyoruz; boşluk!
Boşluk algılarımızı açıyor, hayatımızdaki boşluğu etrafımızdaki olaylarla doldurmaya çalışıyoruz.
Küçük küçük bedenler görüyorum, arada büyük büyük ruh siluetleri geçiyor önümden, dokunmak için uzanıyorum, dokunamadan uzaklaşıyorum.
Sana dokunmuştum bir defasında hatırlıyor musun Don Kişot?
İnancıma dokunmuştum. Kim bilebilirdi ki insanoğlu; sevgiye, tutkuya, bağlılığa, inanca dokunulabilir diye. Halbuki bunların hepsine dokunmuşluğum vardir benim..
Bir defasinda, uyanmadan evvel..
19 Mart'14 / Bin71 - New York