27 Şubat 2014 Perşembe

An-lar ve olmayan anı-lar..




An-lar var Don Kişot, birde bitmek tükemez bilmez anı-lar. Bazı kelimeler ve dönüm noktalarımız var.
San Francisco'da o tepeyi tırmanırken bütün kötü şeyleri arkada bırakan bir kadın var ve bir erkek var huzur dolu.
Sonrasında yine anı-lar ve an-lar..
Tabloya tekrar bakalım şimdi; an-lar var ve beraberinde anılar.
Hic San Francisco'ya gitmemiş bir çift var, hiç çift olmamis iki kisilik bir boşluk var ardında. Bir kadın var ürpermiş ve bir erkek var sonsuza kadar huzurunu kaybetmiş..
Gerçek olan ne var?
Artık ne an-lar, ne de anı-lar.....









28 Şubat'14 / New York
Fotoğraf: Art Museum / San Francisco

19 Şubat 2014 Çarşamba

Aruoba




Ben, sana bir Aruoba kitabı hediye etmemişsem, kitabın başına bir kaç rakam not düşmemişsem, demek biz senle henüz hiç karşılaşmamışız Don Kişot..

Ve sen! Arada sirada açıp bir kaç sayfa karıştırmamışsan, demek hiç var olmamışsın..











23 Şubat'14 / New York
Fotoğraf: Hudson River Park / New York

"Her"




Şimdi tam hatırlamıyorum, biraz geç(ik)miş bir zamandan. Hani telefonumun ekranının hergün biraz daha kırılmadığı zamanlardan. Sahi hergün biraz daha fazla kırılıyor. Neyse başka bir şeyden bahsedecektim.. 
Bir filmle, kitapla, resimle, dans etmeyle, şarkı söylemeyle, şu ağır başlı halimi geride bırakmayla (zaten üzerimde iyi durmadı) eski zamanlardan bir tadayım diyorum. Ama o kadar kırık ki ekranım, yazdıklarımı zor görüyorum adeta. Bu aralar çok yol fotoğrafı çekiyorum değil mi? Çünkü çok yürüyorum, zatürreye kadar yolum var buradan.. 
Biraz garip gelecek ama sürekli "her" filmini düşünüyorum. Sanırım çok etkilendim.. 
Benim gördüğümü görmüş olma ihtimalin ne kadar?












18 Şubat'14 / Central Park - New York
Fotoğraf: Central Park / New York

16 Şubat 2014 Pazar

Son mu?





Şimdi yazmak kelimelerime ihanet gibi.. 
Nasil da anlamsız geliyor emekler, ihanetin binbir türlüsünü hatırlatırcasına çöpe atılanlar.
Doğanın yaratılışından gelir, önce ruh vardı ve ruh beden bulmuştu; bu sefer altüst ettik yaratılışı, bedene ruh üfledik.. 
Don Kişot önce bir bedendi, sonra ruh buldu ve şimdi artık bir bedeni yok.
Ruha dönüşmüş bir kahraman, bir zamanlar güzel olan..










16 Şubat'14 / New York
Fotoğraf: City College Station / New York

13 Şubat 2014 Perşembe

Biz burada "aşk'dan bahsediyoruz..





Kim koydu şu Kafka toprağını üzerime. Halbuki umutları gönderme niyetindeydim. Nereye kayboldu benim Dostoyevskim? Oralarda bir yerde bir mum olacaktı, sık olmaz buralarda elektrik kesintisi. Derinlerime bak!
Sıkıntıların arasına sakladıklarımı fark etmedin mi gerçekten, evet evet tam da oradalar işte.
Tozlu çekmecemde bundan daha iyisi var..
Sana "umut", "vefa", "emek", "özlem", "aşk" ve istemediğin kadarını gönderiyorum, seç seçebildiğini, hepsi senindir..
Sevgiyle kal!









14 Şubat'14 / New York
Fotoğraf: Santa Monica / Los Angeles - CA

12 Şubat 2014 Çarşamba

Tesadüfler





Ben tesadüflere hem inanırım hem hiç inanmam çünkü benim dünyamda tesadüfler amaçlara hizmet eder.
Seninle de karşılaşmamız bir sonbahar gününe tesadüf etmisti. Şimdi bakıyorum da ne çok amacı varmış bu küçük tesadüfün. Halbuki iki yil önce hemde aynı yerde tesadüf etmisiz birbirimizin hayatlarina ve bu büyük carpismanın ardından başka şehirler başka ülkelere dağılmışız ve dönmüşüz yine ilk karşılaştığımız yere sırf bu sefer el sıkışalım diye.
Dün gibi anımsıyorum, bana hem bir yabancı hem bir tanıdık gibi baktığın o anı. Şimdi şimdi kafamda oturuyor bir şeyler, nedenler ve sonuçları..
Çok mu geç kaldık dersin?








12 Şubat'14 / New York
Fotoğraf: Washington Monument / Washington DC

11 Şubat 2014 Salı

Şehir




Sistemler bazen ölümcüldür Don Kişot. Sadece insanı değil, bütün insanlığı ele geçirirler.
Sende mi aşk olmayan bir şehirde aşk peşinde koşanlardansın yoksa. Ya da tüm emeklerini ve acıları görmezden gelip, zayıflığına sığınanlardan.
Bu şehir bütün metalarıyla insanı öyle bir ele geçiriyor ki, geriye sadece havada uçuşan toz zerrecikleri kaliyor. Onlara tutunan hiçlikler ve boşluklar peşin sıra birbirini izliyor.
Yani simdi sende mi kaptırdın gidiyorsun hem de onca sevilmişliğin uzerine..
Hadi bir "keşke" daha not düşsene..
















11 Şubat'14 / Tous les Jours / New York
Fotoğraf: 72. Cadde - Broadway / New York

10 Şubat 2014 Pazartesi

Ithaf!






İnsan hayatında üç kez Don Kişot okumalıdır demisler;
"Kahkahanın kolayca dudaklara fırlayıp duyguları harekete geçireceği gençlikte, mantığın hakim olmaya başladığı orta yaşta ve her şeye felsefe açısından bakıldığı ihtiyalıkta.."


İlkini sana ithaf ediyorum, ikincisinde ve ücüncüsünde de benimle olman dileğiyle!














Geç gelen mektupla yeniden doğuş!
12 Aralik'12 / New York
Fotograf: Soho / New York - Sevgililer Gunu'13

Gitmeyenler





Nereden bilsinler hayatlarinda bir defa olsun kapilip gitmemisler. 
Nasil bilsinler ki tutkuyla, sabirla karar vermeyi, olmayacaklari oldurmayi. 
Ne yaziktir hayatinda hic cekip gidememisler, hayatinin hic bir doneminde bir valizle yasamamis olanlar. 
En aptal kararin arkasindaki kararliligi ve mutlulugu gorememisler. 
Bir bilselerdi sevgilerini kitalar ardina tasimayi ve sevdigini bir fiil pesinden suruklemeyi.. 
Onlara ogretilen hayatin disina cikmayi, o buhranli duvarlarindan arasindan kafalarini kaldirmaya cesaret edebilselerdi, disarida bir hayat oldugunu gorebilselerdi. 
Ben yagmurlu bir gunu yasiyorum, peki sen nasil bir gecedesin. 
Islak mi, yoksa dusunceli mi, bastirilmis ozlemlisinden mi? 
Kimse bilmez bir ben bilirim birazda sen iste..















17 Kasim'13 / New York
Fotograf: Hudson Nehri / New York

Birileri hep aglar..





Birileri birilerine aglar, sonra birileri birilerine yine aglar. 
Ve sonra birileri baska birilerine aglar. 
Yani birileri hep aglar..









7 Subat'14 / New York
Resim: Gustav Klimt / Aglayan Kadin

"Umut"





Yogurduk biz "umut" denen amansiz yamani, mayaladik sevgiyle ve hamur yaptik sabirla. 
Simdi gitse Don Kisot, yolu sonsuz ve acik olur, butun dualar onu izler. Arkasindan su dökülür, adettendir ne de olsa.. Otur denmez, kal denmez, gidene gitme hic denmez. 
Don Kisot bir suret, baska baska bedenlerde hayat bulan. 
Zaman dolar ve çanlar bu sefer sizin icin çalar.. 
Umut mu? Iste biz ondan yaratildik..











4 Subat'14 / New York
Fotograf: Venice Beach / Los Angeles - CA

Yağmur, soğuk, göl ve sen..




En son bu bankta oturdugumda hayatimin en guzel anlarından biriydi. 
Yagmurlu, serin ve sicakti. 
New York'da bir filmin icindeydik.. 
Ve biz iki kisiydik..










2 Subat'14 / New York
Fotograf: Central Park / NY

Maçinli Kiz Icin Ev!











Biraz alismislik, biraz yorulmuslukla beraber kose basindaki kucuk kahvecide kahvemi yudumluyorum. Halen kavanozumda mantarlar biriktiriyorum ve etiketleri sakliyorum dosyalarimin arasinda.
Mutemadiyen bagliyim hayalime, ee ne de olsa bir gun yapacağım diyorum. 
Sonra Aziz Nesin geliyor aklima, bana anlattigi hikayeleri bir bir geciriyorum icimden. Tekrar anlat diyorum Macinli Kiz Icin Ev'i, yeniden tasvir et yasli Sah Kartal'in genc bir balik olan Ikhyts'e olan askini. 
Yazdigim kucuk hikayeleri okutuyorum ona, gulumsuyor... 
Bana bu kahvecide olmayan birini ciz diyorum. O da Don Kisot'u yanindan ayirma diye cevap veriyor. 
Ve sonra uzun uzun yaziyoruz, ayni rolu oynayip, iki farkli kisi yaratiyoruz..





27 Ocak'14 / New York
Fotograf: Beringer Winery / Napa - CA

Gercek miydin?




Seveceksin tabi daglarin eteklerini suda islatma seklini. 
Soyle sessizce gececeksin yakinindan, usulca suzeceksin rahatsızlık vermeden. Ya da yolunu uzatacaksin, kisa kesecek kopruler hayatini. Oylece gecip gittikten sonra, gözlerini ovusturarak "gerçek miydin?" diyeceksin. Bu kadar iyi oyuncu olamazsin diye sormuyorum, aklimi karistiriyor. 
Koprulu sehirlerde ara ne ariyorsan. Illa ki koprusu olsun, olsun ki birlestirsin, hic ayrilik olmasin. Oturduk mu kiyisinda, gorelim karsi yakasini. Bilelim yalniz degiliz, var oralarda bizden bir seyler. Bu arada sakin unutmayasin denizi sicak ve tuzlusundan olsun..











15 Ocak'14 / New York
Fotograf: Golden Gate Koprusu / San Francisco

Omca




Sarap icmeli, topraga basmalı. 
Topraga basip havayi koklamali insan. 
Bakmali ciplak gozle gunese. 
Emek yaniklarindan cilleri olmali insanin. Elleri catlamali, kana kana su icmenin ne demek oldugunu anlamali, nasirla tanismali. 
Her bir omcanin baska bir hayat oldugunu unutmamali. Topraga tapmali, gunese selam durmasini bilmeli. Sarabi ficidan, meyveyi dalindan, suyu kuyudan icmeli. 
Ve sadece sistemin basit ve anlamli bir parcasi oldugunu bilmeli..








23 Aralik'13 / Napa - CA
Fotograf: Robert Mondavi / Napa Vadisi - CA

9 Şubat 2014 Pazar

Gazap Uzumlerini Yolculugu!









Bizim duruma "yolculuk oncesi sessizlik" deniyor. 
Yollar yine bizi gozler ama bu sefer bir farkla, tutkumuzu kesfe cikiyoruz. Bakalim nasillar durduklari yerde, birakamadigimiz gibiler mi.. 
Ne yalan soyleyeyim hal-hatirimizi sorar, iki kelam ederler yakaladiklarinda, cok da vefalidirlar ozunde. 

Bagda baska, tankta baska, sisede baska, kadehte baska, bedeninde bambaşka bir zevk verirler. Sizi bilmem ama yurekleri hep aciktir bize, sisede durduklari gibi durdururlar. Asil, zarafetli, yeri gelir agir basli, yeri gelir köpük köpük sunar kendini. 
Yine kulaklarini cinlatacagim tuttu, ne de olsa gazap uzumlerinin yolculugundan bahsediyoruz burada. 
Biraz toprak, biraz asma kokusu olmadan nasil yasanir ki? 








6 Aralik'13 / New York

Canlar bizim icin caliyor...





Merhaba Hemingway
Sadik yoldasim! Bir yoldasta ancak bu kadar guzel eslik edebilir bir yola, hemde yolun kendisi olarak. Çanlar bu sefer benim icin mi caliyor? Oyle gucluydu ki, dogayi uyandirdi adeta. Aman telaslanma, selam durmayi unutmadim o gunese, yuzyilllardan bu yana gelen inancımıza minnettarmis. 
Simdi yansigidi herseyi bir bir inceliyorum, ozlemisim inceden inceye elektrik direklerini takip etmeyi, bir de gunesin dogusu asamasinda acaba yansak mi sonsek mi celiskilerini. 
Seninde bildigin uzere Don Kisot'u aramaya gidiyorum bugun. 
Yakın gecmiste bu sehri kendi sehrine benzetmis, bende katila katila gulmemis miydim.. O soylemekten cok hoslandigi "zaman" kelimesi beni onun sehrine goturmediyse de, ben ona benzeyen butun sehirleri gezdim.. 
Bizde tutulmamak uzere bir suru soz vermedik mi sanki, nedir bu kizginligin. Neyse bakalim daha ne kadar uzaga gidebilirim ki. 
Yolcukluklar, iste benim aitlik hissiyatim..










15 Ekim'13 / Washington DC

E.T'ye gonderme..






Ve Don Kişot senin olayın Fidel'e benzemez, sakın ola kendini kaptırmayasın. Başka başka dünyaların aynı savaşları sizinkisi. 
Baş ucunda radyo açik uyuma alışkanlığın bir tarafa, su gölgelerle oynama işinden hiç hoşlanmadım. Onu kaybettiğimizden beri eline bulaşmadı bir parça mürekkep, oysa ki karaydı kaleminde yüzü. 
Sakın Fidel'i suçlama, biraz etkisinde kaldı sadece. Su ışığı kapatıpta astral seyahate çıkacağına inandığın günlerin geride kalmasına seviniyorum. 
Evet Don Kişot, şimdi sen uyuyorsun ya, içimden söyleniyorum sana. Eline geçti mi fısıltılar diye? Yok sakın yanlış anlamayasın ben demedim, hiç der-miyim? Benim ki en farklısının aynısı, hani hergün tekrarlanan ama özünde bitmiş olan. 
Neyse sen şimdi bunuda kafaya takarsın. Bu akşam olsun geride bırak. Kırmızınınsiyahın ve beyazın uyumunu görüyor musun? Benim içinde hiç kolay olmadı.. Peki halen okumaya devam ediyor musun yazdıklarımı? 









12 Ekim'13 / New York

New York is cold..







Nerede kalmistik Don Kisot? Yokusa surmekten bahsediyorduk, kararlar diyorduk. 
Kanada'dan geleli tam uc hafta olmus kizla konuşuyorduk seni. Alismak zaman alıyor ama sonucta alisiyor insan derken buluyordum kendimi. 
Zaman mi almisti yoksa bir omur mu? 
Neyse ki bunuda atlattik. New York'a kis geldiginden soz ediyordum tam da sana. Yine Leonard Cohen cinliyordu kulaklarimda "New York is cold but i like where I'm living" diye fisildiyordu. Baska nasil cekilirdi soguk yoksa.. 
Ben akdeniz insaniyim, bana soguk yakismiyor. Guney, hep guneye.. 
Evet iste konumuz buydu Don Kisot.
Sevgiler..















7 Ekim'13 / Grey Bar - New York