Living like a drawing compass. One leg of the compass is static. It is fixed and rooted in a certain spot. Meanwhile, the other leg draws a huge wide circle around the first one, constantly moving. Just like that, one part of me wants to belong somewhere. Yet at the same time the other part travels the whole wide world, feeling connected to several cities, cultures, foods, wines and peoples. That's why I always carry compass close to my heart.
9 Şubat 2014 Pazar
Canlar bizim icin caliyor...
Merhaba Hemingway!
Sadik yoldasim! Bir yoldasta ancak bu kadar guzel eslik edebilir bir yola, hemde yolun kendisi olarak. Çanlar bu sefer benim icin mi caliyor? Oyle gucluydu ki, dogayi uyandirdi adeta. Aman telaslanma, selam durmayi unutmadim o gunese, yuzyilllardan bu yana gelen inancımıza minnettarmis.
Simdi yansigidi herseyi bir bir inceliyorum, ozlemisim inceden inceye elektrik direklerini takip etmeyi, bir de gunesin dogusu asamasinda acaba yansak mi sonsek mi celiskilerini.
Seninde bildigin uzere Don Kisot'u aramaya gidiyorum bugun.
Yakın gecmiste bu sehri kendi sehrine benzetmis, bende katila katila gulmemis miydim.. O soylemekten cok hoslandigi "zaman" kelimesi beni onun sehrine goturmediyse de, ben ona benzeyen butun sehirleri gezdim..
Bizde tutulmamak uzere bir suru soz vermedik mi sanki, nedir bu kizginligin. Neyse bakalim daha ne kadar uzaga gidebilirim ki.
Yolcukluklar, iste benim aitlik hissiyatim..
15 Ekim'13 / Washington DC
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder